ODTÜ Onur Yürüyüşü’ne katıldıkları için “kanuna aykırı gösteri yürüyüşüne katılarak ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta direnme” suçlamasıyla yargılanan 19 kişi, 2 yıl süren yargılamanın ardından beraat etti.
Demet ARAN
ANKARA (Anayurt) – ODTÜ Onur Yürüyüşü davasında 2 yılın ardından karar çıktı. 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında 19 sanık 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet etme suçlamasından suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat etti. Sanıklardan Dilara Sunal ise kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan adli para cezası verildi ve bu ceza için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı alındı. Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Ahmet Şık ve Murat Çepni’nin izlediği duruşmaya Uluslararası Af Örgütü, 17 Mayıs Derneği, Eşit Haklar İzleme Derneği, Kırmızı Şemsiye Derneği, Kaos-GL ile AB Türkiye Delegasyonu’ndan temsilciler de katıldı. Hollanda, Danimarka, Belçika, İsviçre, ABD, Almanya, Norveç ve Fransa’dan da elçilik temsilcileri duruşmayı izledi.
İlk olarak kimlik tespitinin yapıldığı duruşmada Av. Öykü Didem Aydın, 6 sanığın beraatini, diğer sanıkların ise cezalandırılmasını isteyen savcılık mütalaasını eleştirdi. Bu davadan ceza çıkması halinde yeni bir hak ihlaline sebebiyet verileceğine dikkat çeken Aydın, 9. ODTÜ Onur Yürüyüşü’nün yasaklanmasına gerekçe gösterilen Ankara Valiliğinin almış olduğu yasak kararının Ankara 7. İdare Mahkemesince iptal edildiğini hatırlattı. Mahkeme kararına rağmen savcılık mütalaasında sanıkların “yasaklanması nedeniyle kanuna aykırı olan gösteri yürüyüşüne katılmaları” iddiasının yer almasına tepki gösteren Aydın, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin yasak kararını iptal etmeyebileceğini, bu durumda yine de Onur Yürüyüşü’nün temel hak ve hürriyetlere uygun, şiddet içermeyen, nefreti körüklemeyen bir gösteri olacağı yönünde savunma yapacaklarını söyledi.
MÜTALAA YETERSİZ
“2013’ten beri düzenlenen ODTÜ Onur Yürüyüşü’nde ne zaman bir sorun olmuş ki kamu güvenliği söz konusu olsun” diyen Aydın, “İddia makamı sayın mahkemeye ben yardım edeyim diyerek polis memuru mu dinletti, rektörü mü dinletti? Kamu düzeninin bozulacağına dair delil mi topladı?” sözleriyle savcılığın hazırlamış olduğu mütalaanın yetersizliğine dikkat çekti.
Davanın avukatları olarak mesleklerinin gereklerini yerine getirdiklerini, sanıkların maddi gerçeğin ortaya çıkması için ellerinden geleni yaptığını ifade eden Aydın, “Cumhuriyet savcılığı makamı mütalaasında delilleri neden değerlendirmedi? Kanuna uygun gösteriye neden kanuna aykırı diyor? Neden lehe deliller değerlendirilmedi” sözleriyle mütalaayı eleştirdi.
‘SINAV KAĞIDI OLSA DERSTEN KALIR’
Mütalaanın sınav kağıdı olsa dersten kalacağı yorumunu yapan Aydın, sundukları delilin mütalaada ele alınmadığını ifade etti. Aydın, gökkuşağı bayrağı göstererek “Bu bayrak ne yapabilir” sorusuyla Onur Yürüyüşü’nde gökkuşağı bayrağı tutanların gözaltına alınıp yargılanmasına tepki gösterdi.
Aydın’ın ardından söz alan Av. Mert Ekinci, 9. Onur Yürüyüşü’nün engellenmesinde ve sonrasında yapılan yargılamada hukuken bir garabet olduğunu söyledi ve ODTÜ Rektörlüğünün barışçıl bir gösteri için izin gerekirmişçesine Ankara Valiliğine izin verilmediği yönünde bildirim yaptığını ifade etti. Ankara Valiliğinin LGBTİ+ etkinliklerine dönük yasak kararının Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin kararıyla hukuka aykırılığının tescillendiğini hatırlatan Ekinci, bu karara göre asıl kanuna aykırı olanın Onur Yürüyüşü’ne yapılan polis müdahalesi olduğuna dikkat çekti.
10 Mayıs 2019’un ODTÜ’de sıradan bir gün olduğunu, önceki 8 Onur Yürüyüşü nasıl yapıldıysa 9’uncusunun da aynı şekilde yapılacağını söyleyen Ekinci, kampüse polis girmeseydi şiddet olaylarının meydana gelmeyeceğini vurguladı.
“BU MEMLEKETTE HAKİMLER VAR DİYEBİLSİNLER”
Onur Yürüyüşlerinin 2014 yılına kadar sorunsuz bir şekilde gerçekleştirildiğini ancak 2014 ve 2015 yıllarında valiliklerin ramazan ayı gibi hukuki olmayan gerekçelerle aldığı yasak kararlarıyla hukuka aykırılıklar silsilesinin meydana geldiğini anımsatan Ekinci, “Şimdi bu baskıcı idari zihniyetin karşısına biz öyle bir yargı kararı koymalıyız ki bu memlekette hakimler var diyebilsinler, bu memlekette özgürlükler koruma altında diyebilsinler. O yüzden bugün vereceğiniz karar çok önemli” ifadelerini kullandı.
Ekinci son olarak, fezlekeyi, iddianameyi ve mütalaayı şöyle eleştirdi:
“Mütalaada lehe delillerin değerlendirilmesi gerekir. Ancak biz hem fezlekede zaten fezlekeden herhangi bir beklentimiz yoktu. 3. Sınıf öğrenci düşmanı bir emniyet müdürü Mukadder Kardiyen tarafından tanzim edilmiş bir fezlekenin hukuka uygun olmasını zaten beklemiyoruz. Ancak iddianame ve mütalaada bu durumun düzeltilmesini beklemiştik. Ne yazık ki bu isteğimiz şu ana kadar karşılanmış değil. Bu bizim isteğimizin dışında aslında hukuk devletinin temel bir gereğidir. Özgürlükler lehine geniş bir yorum yapılması kanaatindeyiz. Bu toplantı fazlasıyla barışçıldır.”
Sanıklar Melike İrem Balkan ve Özgür Mehmet Gür, ODTÜ Onur Yürüyüşü’nü düzenledikleri için gurur duyduklarını ifade etti. Gür, ifadesinde şunları söyledi:
“Bu devletin işi gücü kalmamış derdim ama belli ki devletin her günü LGBTİ+’ların haklarını daha fazla nasıl gasbederim diye düşünmekle geçiyor. Buradayım da alışsınlar da gitmeyeceğim de. Şiddet uygulayan polisler hakkında ne bir dava ne bir soruşturma var. Eylemde ‘devlet benim’ diyen bir polis vardı. Bu devlet benim değil mi?”
Sanıkların son beyanlarının ardından hükmü açıklayan hakim, suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle 19 sanığın 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefetten ayrı ayrı beraatına, sanık Dilara Sunal’ın da kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan adli para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Sunal’a verilen ceza için hükmün açıklanması geriye bırakıldı.
NE OLMUŞTU?
ODTÜ’de 10 Mayıs 2019’da düzenlenen 9. ODTÜ Onur Yürüyüşü’nde 22 LGBTİ+ aktivisti, gözaltına alınmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltına alınan 19 kişi hakkında 2 Ağustos 2019’da “kanuna aykırı gösteri yürüyüşüne katılarak ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta direnme” suçlamasıyla cezalandırılmaları talebiyle dava açmıştı.