Organize hata örgütü başkanı Sedat Peker’in yayınladığı görüntülerde lisana getirdiği savlar KKTC’de de gündemin bir numaralı unsuru pozisyonunda… Peker, 1990’lı yıllarda katledilen Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’yla ilgili, “Sonraki görüntülerde sayın derin devletimizin başı ile 1996’da Kıbrıs’ta faili meçhul bir formda öldürülen Kutlu Adalı’yı konuşacağız lakin Korkut Eken’i de alıp üçümüz konuşacağız” sözlerini kullanmıştı.
Peker’in tezlerinin akabinde gazetemiz müellifi Barış Pehlivan, Adalı’nın eşi İlkay Adalı’ya ulaştı. Bugünkü köşe yazısında, “Aradığımda Lefkoşa’daydı. Konuşmak istemiyordu” tabirlerini kullanan Pehlivan, İlkay Adalı’nın kelam konusu görüntüdeki argümanlar için tek cümlelik açıklamasını şu sözlerle köşesine taşıdı:
Cinayetin perde gerisinin ortaya çıkabilme ihtimaline dair “umutlu değilim” demekle yetindi. Peker’in görüntülerini izlediğini ve çok üzüldüğünü aktardı.
Haksız da değildi, yıllardır tüm aile çok sıkıntı çekiyordu.
Son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2005 tarihli kararını hatırlattı. Peker’in argümanlarıyla o karardaki tespitlerin örtüştüğüne dikkat çekti. AİHM, Kutlu Adalı cinayeti hakkında kâfi ve inandırıcı araştırma yapılmadığı gerekçesiyle Türkiye’yi mahkûm etmişti.
Şairdi de Kutlu Adalı. Yazdığı bir şiirindeki son satırla bitireyim:
“Gideyim buralardan diyorum, selamsız kalmaktan korkuyorum.”